Başlangıç > Hadis/Sünnet > “ben ba’nın altındaki noktayım” sözü hadis değil sufi uydurmasıdır.

“ben ba’nın altındaki noktayım” sözü hadis değil sufi uydurmasıdır.


BİSMİLLAHİR RAHMANİR RAHİM
HAMD OLSUN ALEMLERİN RABBİNE
VE SELAM OLSUN MEVLAMIZ MUHAMMEDE VE TERTEMİZ EHLİ BEYTİNE

son zamanlarda hem kitaplarda ve hem de avam arasında meşhur olan rivayetlerden birisi imam Ali a.s’a nispet edilen “ben ba’nın altındaki noktayım” sözüdür. insanlar bu sözü sanki imam Ali a.s’dan kesin olarak rivayet edilmiş gibi dile getirmektedirler. gerçekte ise bu imam Ali a.s’ın sözü olmadığı gibi imam a.s’a nispeti için hatta zayıf bir senedi bile mevcut değildir. o yüzden konu hakkında bir çalışma yapmanın gerekli olduğunu düşündüm. fakat Pakistan’dan yazan Nadir Zaveri kardeşin kendi sitesinde bu konuda daha önceden bir çalışma yaptığını gördüğüm için sadece onun çalışmasını çevirip paylaşmak kararına geldim. Nadir zaveri kardeşin konu hakkında yazısı şu linkte: I am the Dot Under the Ba

Nadir Zaveri kardeş çalışmasında konuyu sened açısından incelemeye almıştır. bu yüzden onun çalışmasını bu yazıda “sened analizi” adı ile yerleştirecek, daha sonra ise metin tenkidi hakkında kendi sözlerimi ekleyeceğim.

1. sened analizi: bu imam Ali a.s’dan rivayet edilmiş bir hadis değildir. bu sufilerin sözüdür ki, imam Ali a.s’a isnat edilmiştir. bu söz bizim eski İslami kitaplarımızın hiç birisinde mevcut değildir, ne Sünni ve ne de Şia kitaplarında. biz şia ve sünni mezhebinin kitaplarına baktığımızda aslında “ben ba’nın altındaki noktayım” sözünün imam Ali a.s’a değil başka birilerine nispet edildiğini görmekteyiz. ben bu sözün en eski kaynağı olarak meşhur sufi Gazali’nin (vefatı hicri 505) kitabını buldum. o “İhya-u Ulumuddin” kitabında bu sözü sufilere isnad ederek diyor ki:

وجاء رجل إلى الشبلي رحمه الله فقال له ما أنت وكان هذا دأبه وعادته فقال أنا النقطة التي تحت الباء
Şibli’nin yanına bir adam gelir, Şibli ona der ki: “Sen kimsin?” Adam şöyle cevap verir: “Ba harfinin altındaki noktayım.”

Gazali, “İhya-u Ulumuddin”, 3/342

bu söz sonraki tarihte Muhyiddin ibni Arabi diye bilinen ve aşırı bir sufi olan ibni Arabi’nin “Futuhatul Mekkiye” kitabında görülmektedir. O, kendisinin şaheseri olan “Futuhatul Mekkiye” kitabında Gazali’nin aktardığı hikayeyi aktarmıştır.

ilk defa bu sözü sünni bir sufi olan Muhammed b. Talha eş-Şafii (vefatı hicri 652) “Durrul Menzam fi Sırrul Azam” adlı kitabında senedsiz olarak imam Ali a.s’a nispet etmiştir. O bu kitabında diyor ki:

و اعلم أن جميع أسرار الله تعالى في الكتب السماوية و جميع أسرار الكتب السماوية في القرآن ، وجميع ما في القرآن في الفاتحة ، وجميع ما في الفاتحة في بسم الله، وجميع ما في بسم الله في باء بسم الله، وجميع ما في باء بسم الله في النقطة التي هي تحت الباء . قال الإمام علي : أنا النقطة التي تحت الباء
ve bil ki, Allah Teala’nın tüm sırları semvai kitaplardadır ve Semavi kitapların tüm sırrı Kur’an’dadır. Kur’an’ın tüm sırrı Fatiha suresinde, Fatihada olan tüm sırlar Bismillah sözünde, Bismillah sözünde olan tüm sırlar ondaki ba harfinde ve Bismillah sözünün ba harinde olan tüm sırlar ba harfinin altındaki noktadadır. imam Ali demiştir ki: “ben ba’nın altındaki noktayım.”

Muhammed b. Talha eş-Şafii, “Durrul Menzam fi Sırrul Azam”, sayfa 23

sünni rical alimi ez-Zehebi bu kişinin biografisinde diyor ki:

محمد بن طلحة بن محمد بن الحسن . الشّيخ كمالُ الدّين، أبو سالم القُرشيّ ، العَدَويّ ، النَّصِيبيّ ، الشّافعيّ ، المفتي
Muhammed b. Talha b. Muhammed b. Hasan, Şeyh Kemaliddin, Ebu Sellam el-Kureşi, el-Adevi, en-Nuseybi, eş-Şafii, el-Mufti.

قلت : وقد دخل في شيءٍ من الهَذَيَان والضّلال ، وعمل دائرةً وادّعى أنّه يستخرج منْها علِْم الغيب وعلْم السّاعة ، نسأل الله السّلامة في الدّين
ben (ez-Zehebi) derim ki: o hezeyan ve sapıklıktan bir şeylere karışmış, gayb ilmini ve zaman ilmini bildiğini idda etmiştir, dinimiz konusunda Allah’tan selamet diliyoruz.

ez-Zehebi, “Tarihul İslam”, 11/44-45, 85-ci ravi

bu kişinin rivayeti aktardığı “Durrul Menzam fi Sırrul Azam” adlı kitabına gelince, bu kitap harf ilimleri ve s. gibi batini ilimler hakkında yazılmış bir kitaptır ve görüldüğü gibi bu söz için ne bir kaynak kitap göstermemiş ve ne de her hangi bir sened zikretmemiştir.

imam Ali a.s’a nispet edilen bu söze şia alimleri içerisinde ilk defa yer veren ise aşırı sufi hafız Receb el-Bersidir. o da bu sözü “Meşariku Envar el-Yakin” adlı kitabında hiç bir kaynak ve sened göstermeden imam a.s’a nispet etmiştir (bkz: hafız Receb el-Bersi, “Meşariku Envar el-Yakin”, sayfa 21). Receb el-Bersi ise daha önce söylediğimiz gibi aşırı bir sufidir, Şeyhul İslam II Meclisi r.a onun hakkında diyor ki:

nuraniyyet-meclisinuraniyyet-meclisi1

resimde gördüğünüz Allame Meclisi r.a’ın “Biharul Envar” kitabıdır, işaretlediğim yerde şu ifadeler var:

و لا أعتمد على ما يتفرد بنقله لاشتمال كتابيه على ما يوهم الخبط و الخلط و الارتفاع و إنما أخرجنا منهما ما يوافق الأخبار المأخوذة من الأصول المعتبرة
onun kitabında sapkınlık, yanlışlık ve guluv olduğundan dolayı rivayet etmekte tek kaldığı şeylere güvenmiyorum. onun kitabından ancak muteber asıllarda mevcut olanlara uygun olanları rivayet ediyorum.

II Meclisi r.a, “Biharul Envar”, 1/10

daha sonra bu söze kitaplarında yer verenlerin hepsi buna kaynak olarak ya “Durrul Menzam fi Sırrul Azam” kitabını ya da “Meşariku Envar el-Yakin” kitabını göstermiştirler.

2. metin analizi: bu sözün imam Ali a.s’a ait olmadığının en büyük delili burada ba harfinin altındaki noktadan söz edilmesidir. çünkü malum olduğu gibi o dönemde harfler Kufi hatt ile yazılırdı ve Kufi hattında nokta mevcut değildi (bkz: Küfi hat)

Kategoriler:Hadis/Sünnet Etiketler:
  1. Henüz yorum yapılmamış.
  1. No trackbacks yet.

Yorum bırakın