Başlangıç > Fıkıh > şer’i hükümleri elde etmekte kıyas meşru mudur?

şer’i hükümleri elde etmekte kıyas meşru mudur?


BİSMİLLAHİR RAHMANİR RAHİM
HAMD OLSUN ALEMLERİN RABBİNE
VE SELAM OLSUN MEVLAMIZ MUHAMMEDE VE TERTEMİZ EHLİ BEYTİNE

malum olduğu gibi bazı fırkalar şer’i hükümleri kıyas aracılığı ile elde etmeyi meşru görmektedirler. bildiğimiz kadarı ile ilk defa bu düşünce Ebu Hanife tarafından ortaya konulmuştur. peki kıyas ne anlama gelmektedir? bu konuda kısaca açıklama verelim:

Kıyas sözlükte; takdir, eşitlik, bir şeyi diğer bir şey ile ölçmek mânasına gelir. Buna “mukayese” de denir.

Terim anlamı, muhtelif suretlerde tarif edilmişlerdir. Bu tariflerin ikisini takdim ediyorum: Kıyas: Bir şer’i meselenin hükmünü esas alarak o meseleye misil ve benzer diğer bir mesele hakkında hüküm ortaya koymaktır.

Kıyas; şer’i hükmü malûm olmayan bir hâdiseyi; şer’î hükmü bilinen başka bir hâdiseye benzetmekle hüküm vermektir. Şöyleki; iki hâdiseden birinin sebebi gibi bir sebep, diğerinde de bulunursa, onun hükmü gibi bir hüküm bu ikinci hâdise için de verilebilir.

muslumaniz.org/kiyas/

peki kıyas İslam’ın meşru gördüğü bir yöntem midir? bu konuda masumlar a.s ne demiştirler? inşaAllah bu yazıda sahih hadislerle masumlar a.s’ın kıyas hakkında ne dediğini paylaşacağız.

meveddet ayeti-berkikiyas-berki1kiyas-berki2kiyas-berki3

resimde gördüğünüz Hz. Cevad (imam Muhammed et-Taki a.s) ve Hz. Hadi (imam Ali en-Naki a.s)‘ın ashabından olan Berki r.a’ın (vefatı hicri 274) “Mehasin” kitabıdır. işaretlediğim yerde şu ifadeler var:

عنه عن أبيه عن فضالة عن أبان الأحمرعن أبي شيبة قال سمعت أبا عبد الله (ع) يقول إن أصحاب المقاييس طلبوا العلمبالمقاييس فلم يزدهم المقاييس من الحق إلا بعدا و إن دين الله لا يصاب بالمقاييس
babam bana Fudale’den, o Eban el-Ahmer’den, o da Ebu Şeybe el-Horasani’den anlattı, dedi ki: Ebu Abdullah (imam Cafer es-Sadık a.s)‘ın şöyle dediğini duydum: «Kıyas taraftarları, kıyas aracılığıyla bilgiye ulaşmak istiyorlar; ancak kıyasın onları haktan uzaklaştırmaktan başka bir katkısı olmaz. Kıyas yöntemiyle Allah’ın dininde isabetli bir sonuca ulaşılmaz.»

عنه عن الحسن بن علي بن يقطين عنالحسين بن مياح عن أبيه عن أبي عبد الله (ع) قال إن إبليس قاس نفسه بآدم فقال خَلَقْتَنِي مِنْ نارٍ وَ خَلَقْتَهُ مِنْ طِينٍ فلو قاس الجوهر الذي خلق الله منهآدم بالنار كان ذلك أكثر نورا و ضياءً من النار
Hasan b. Ali b. Yaktin bana Hüseyin b. Meyyah’dan, o babasından, o da Ebu Abdullah (imam Cafer es-Sadık a.s)‘dan anlattı, dedi ki: «İblis, kendisini Adem a.s ile kıyasladı ve şöyle dedi: “Beni ateşten, onu balçıktan yarattın.” (Sa’d, 76) Eğer Allah’ın, Adem a.s’ı yarattığı özü, ateşle kıyaslasaydı, bunun ateşten çok daha aydınlık ve nur saçan bir şey olduğunu görecekti.»

عنه عن أبيه عن محمد بن أبي عمير عنمحمد بن حكيم قال قلت لأبي الحسن موسى بن جعفر (ع) جعلت فداك فقهنا في الدين وأغنانا الله بكم عن الناس حتى أن الجماعة منا لتكون في المجلس ما يسأل رجل صاحبهيحضره المسألة و يحضره جوابها منا من الله علينا بكم فربما ورد علينا الشي‏ء لميأتنا فيه عنك و لا عن آبائك شي‏ء فننظر إلى أحسن ما يحضرنا و أوفق الأشياء لماجاءنا عنكم فنأخذ به فقال هيهات هيهات في ذلك و الله هلك من هلك يا ابن حكيم ثم قاللعن الله أبا حنيفة يقول قال علي و قلت و قال محمد بن حكيم لهشام بن الحكم و اللهما أردت إلا أن يرخص لي في القياس
babam bana Muhammed b. Ebu Umeyr’den, o da Muhammed b. Hakim’den anlattı, dedi ki: Ebul Hasan Musa b. Cafer (imam Musa el-Kazım a.s)‘a dedim ki: “Sana kurban olayım. Sizin sayenizde dinde derin kavrayışa sahip olduk ve Allah, bizi başka insanlara muhtaç etmedi. Hatta bizden biri, bir mecliste oturduğunda, bir kimse arkadaşına bir soru yönelttiği zaman, Allah’ın, sizin aracılığınızla bize bahşettiği nimet sayesinde bu sorunun cevabını bilir. Ancak bazen karşımıza bir mesele çıkabilir ve bu hususta ne senden ne de atalarından bir açıklama gelmemiş olabilir. Böyle bir durumda aklımıza gelen en güzel cevabı ve sizden bize ulaşan açıklamalara en uygun açıklamayı belirleyip bunu esas alabilir miyiz?” imam a.s dedi ki: «Heyhat! Heyhat! ey Hakim’in oğlu! Bu yöntemi uyguladıkları için, Allah’a yemin ederim ki, birçok insan helak oldu.  Allah Ebu Hanife’ye lanet etsin ki: “Ali öyle diyor, ben de böyle diyorum.” derdi.»  Muhammed b. Hâkim, Hişam b. Hakem’e demiştir ki: “Allah’a yemin ederim ki, ben yukarıdaki soruyu, kıyas yapmak için izin almak maksadıyla yöneltmiştim.”

عنه عن عثمان بن عيسى قال سألت أباالحسن موسى (ع) عن القياس فقال ما لكم و للقياس إن الله لا يسأل كيف أحل و كيف حرم
bana Osman b. İsa anlattı, dedi ki: Ebul Hasan Musa (imam Musa el-Kazım a.s)‘a kıyas hakkında bir soru sordum, dedi ki: «Sizin kıyasla ne işiniz var? Allah’a bir şeyi nasıl helal kıldığı, nasıl haram kıldığı sorulmaz.»

عنه عن أبيه عن فضالة بن أيوب عنموسى بن بكر عن فضيل بن يسار عن أبي جعفر (ع) قال إن السنة لا تقاس و كيف تقاس السنةو الحائض تقضي الصيام و لا تقضي الصلاة
babam bana Fudale b. Eyyub’dan, o Musa b. Bekir’den, o Fudeyl b. Yesar’dan, o da Ebu Cafer (imam Muhammed el-Bakır a.s)‘dan anlattı, dedi ki: «Sünnet kıyas kabul etmez. Aybaşı halindeki bir kadının tutamadığı oruçları daha sonra kaza ettiği halde, kılamadığı namazları kaza etmediğini bilmiyor musun?»

عنه عن أبيه عن صفوان بن يحيى عن عبدالرحمن بن الحجاج عن أبان بن تغلب قال قلت لأبي عبد الله (ع) رجل قطع إصبع امرأةفقال فيها عشرة من الإبل قلت قطع اثنين قال فيهما عشرون من الإبل قلت قطع ثلاثأصابع قال فيهن ثلاثون من الإبل قلت قطع أربعا قال فيهن عشرون من الإبل قلت أ يقطعثلاثا و فيهن ثلاثون من الإبل و يقطع أربعا و فيها عشرون من الإبل قال نعم إنالمرأة إذا بلغت الثلث من دية الرجل سفلت المرأة و ارتفع الرجل إن السنة لا تقاس ألا ترى أنها تؤمر بقضاء صومها و لا تؤمر بقضاء صلاتها يا أبان حدثتني بالقياس و إنالسنة إذا قيست محق الدين
babam bana Safvan b. Yahya’dan, o Abdurrahman b. Haccac’dan, o da Eban b. Tağlibvden anlattı, dedi ki: Ebu Abdullah (imam Cafer es-Sadık a.s) dedi ki: «Sünnet kıyas kabul etmez. Aybaşı halindeki bir kadının tutamadığı oruçları daha sonra kaza ettiği halde, kılamadığı namazları kaza etmediğini bilmiyor musun? Ey Eban! Sünnet kıyaslandığı zaman din ortadan kalkar.»

عنه عن القاسم بن يحيى عنجده الحسن بن راشد عن محمد بن مسلم عن أبي عبد الله (ع) في كتاب أدب أمير المؤمنين عقال لا تقيسوا الدين فإن أمر الله لا يقاس و سيأتي قوم يقيسون و هم أعداء الدين
Kasım b. Yahya bana ceddi Hasan b. Raşid’den, o Muhammed b. Müslim’den, o da Ebu Abdullah (imam Cafer es-Sadık a.s)‘dan anlattı, dedi ki: «Müminlerin Emiri (imam Ali a.s)‘ın kitabında şöyle yazılmıştır: “dinde kıyas yapmayın çünkü Allah kıyas yapmamayı emr etmiştir.” Daha sonar kıyas yapan kavim geldi ve onlar dinin düşmanlarıdır.»

Berki r.a, “Mehasin”, 1/211-214, hadis 79, 81, 89, 94, 96, 97

Burada aktardığım hadislerden birinci hadis olan Ebu Şeybe’nin imam Cafer es-Sadık a.s’dan rivayet ettiği hadisi Kuleyni r.a “el-Kafi”, 1/33, İlmin fazileti kitabı, bab 19, hadis 7‘de ravi Eban b. Osman’a kadar başka bir sened ile rivayet etmiştir.

ikinci hadis olan Hüseyin b. Meyyah’ın babasından rivayet ettiği hadisi Kuleyni r.a “el-Kafi”, 1/34, İlmin fazileti kitabı, bab 19, hadis 18‘de Berki r.a’dan naklen rivayet etmiştir.

üçüncü hadis olan Muhammed b. Hakim’in imam Musa el-Kazım a.s’dan rivayet ettiği hadisi Kuleyni r.a, “el-Kafi”, 1/33, İlmin fazileti kitabı, bab 19, hadis 9‘da ravi Muhammed b. Ebu Umeyr’e kadar başka bir sened ile rivayet etmiştir.

dördüncü hadis olan Osman b. İsa’nın imam Musa el-Kazım a.s’dan rivayet ettiği hadisi Kuleyni r.a “el-Kafi”, 1/34, İlmin fazileti kitabı, bab 19, hadis 16‘da Berki r.a’dan naklen rivayet etmiştir.

altıncı hadis olan Eban b. Tağlib’in imam Cafer es-Sadık a.s’dan rivayet ettiği hadisi Kuleyni r.a “el-Kafi”, 1/34, İlmin fazileti kitabı, bab 19 hadis 15‘de ravi Safvan b. Yahya’ya kadar başka bir sened ile rivayet etmiştir.

meveddet ayeti-himyerikiyas-himyeri1kiyas-himyeri2kiyas-himyeri3

resimde gördüğünüz Hz. Rıza, Hz. Ali el-Hadi en-Naki ve Hz. Askeri a.s’ın ashabından olan Abdullah b. Cafer el-Himyeri r.a’ın (vefatı hicri 300) “Kurbul İsnad” kitabıdır, işaretlediğim yerde şu ifadeler var:

قال : وحدثني مسعدة بن صدقة قال : حدثني جعفر بن محمد، عن أبيه عليه السلام : أن علياً عليه السلام قال : «من نصب نفسه للقياس لم يزل دهره في التباس، ومن دان الله بالرأي لم يزل دهره في ارتماس»
bana Mes’ade b. Sadaka anlattı, dedi ki: Cafer b. Muhammed (imam Cafer es-Sadık a.s) bana babası (imam Muhammed el-Bakır a.s)‘dan anlattı, dedi ki: «Ali a.s şöyle dedi: Bir kimse kıyas koltuğuna kurulursa, ömrü yanlışlıklar içinde geçer. Bir kimse, kişisel görüşüne dayanarak Allah’a kulluk sunarsa, ömrü boş işlere dalmakla geçip gider.”»

قال وقلت : للرضا عليه السلام : جعلت فداك ، إن بعض أصحابنا يقولون : نسمع الأثر يحكى عنك وعن آبائك عليهم السلام فنقيس عليه ونعمل به. فقال : «سبحان الله ، لا والله ما هذا من دين جعفر عليه السلام ، هؤلاء قوم لا حاجة بهم إلينا، قد خرجوا من طاعتنا وصاروا في موضعنا، فاين التقليد الذي كانوا يقلدون جعفراً وأبا جعفر عليهما السلام ؟ قال جعفر: لا تحملوا على القياس ، فليس من شيء يعدله القياس إلا والقياس يكسره »
[Muhammed b. İsa bana Ahmed b. Muhammed el-Bezenti’den anlattı, dedi ki:] er-Rıza (imam Ali er-Rıza a.s)‘a dedim ki: “sana feda olayım bazı arkadaşlarımız senden ve atalarından a.s duydukları hadisler ile kıyas yapıyor ve onlarla amel ediyorlar.” imam a.s dedi ki: «SubhanAllah! Vallahi bu Cafer (imam Cafer es-Sadık a.s)‘ın dininden değildir. onlar bizim kendilerine ihtiyacımız olmayan bir kavimdir ve onlar bizim itaatimizden çıkmıştırlar. Nerede Cafer (imam Cafer es-Sadık a.s) ve Ebu Cafer (imam Muhammed el-Bakır a.s)‘ın mukallidleri? Cafer (imam Cafer es-Sadık a.s) demiştir ki: “”»

Himyeri r.a, “Kurbul İsnad”, sayfa 11 ve 351-352, hadis 35 ve 1275

burada aktardığımız ilk hadis olan Mesade b. Sadaka’nın imam Cafer es-Sadık a.s’dan rivayet ettiği hadisi Kuleyni r.a “el-Kafi”, 1/34, İlmin fazileti kitabı, bab 19, hadis 17‘de kendi senedi ile Mesade b. Sadaka’dan rivayet etmiştir.

nahl 106-kuleynikiyas-kuleyni1kiyas-kuleyni2kiyas-kuleyni3

resimde gördüğünüz Şii ve Sünnilerin güvenilirliği hususunda ittifak ettikleri Sikatul İslam (İslam’ın güvenci) Kuleyni r.a’ın “el-Kafi” kitabıdır, işaretlediğim yerde şu ifadeler var:

علي بن إبراهيم، عن محمد بن عيسى بن عبيد، عن يونس بن عبدالرحمن، عن سماعة بن مهران، عن أبي الحسن موسى (عليه السلام) قال: قلت: أصلحك الله إنا نجتمع فنتذاكر ما عندنا فلا يرد علينا شئ إلا وعندنا فيه شئ مسطر وذلك مما أنعم الله به علينا بكم، ثم يرد علينا الشئ الصغير ليس عندنا فيه شئ فينظر بعضنا إلى بعض، وعندنا ما يشبهه فنقيس على أحسنه؟ فقال: ومالكم وللقياس؟ إنما هلك من هلك من قبلكم بالقياس، ثم قال: إذا جاء كم ما تعلمون، فقولوا به وإن جائكم ما لا تعلمون فها – وأهوى بيده إلى فيه – ثم قال: لعن الله أبا حنيفة كان يقول: قال علي وقلت أنا، وقالت الصحابة وقلت، ثم قال: أكنت تجلس إليه؟ فقلت: لا ولكن هذا كلامه، فقلت:  أصلحك الله أتى رسول الله (صلى الله عليه وآله) الناس بما يكتفون به في عهده؟ قال: نعم وما يحتاجون إليه إلى يوم القيامة، فقلت: فضاع من ذلك شئ؟ فقال: لا هو عند أهله
Ali b. İbrahim bana Muhammed b. İsa’dan, o Yunus b. Abdurrahman’dan, o da Sema’e b. Mihran’dan anlattı, dedi ki: Ebul Hasan Musa (imam Musa el-Kazım a.s)‘a dedim ki: “Allah, seni salih kılsın! Bizler bir araya geliyor ve aramızda bilgilerimiz oranında müzakerelerde bulunuyoruz. Karşımıza ne çıkarsa, mutlaka onunla ilgili yanımızda yazılı bir şey vardır. Kuşkusuz bu, yüce Allah’ın sizin aracılığınızla bize bahşettiği bir lütuftur.  Bazen de kimi küçük meseleler karşımıza çıkar ve biz, bunlarla ilgili bir açıklama bulamayız, birbirimize bakarız. Fakat yanımızda buna benzer bilgiler vardır. Bu meseleyi en güzel bilgilerimizle kıyaslayarak cevaplandırmamız doğru olur mu?” Buyurdu ki: «Sizin kıyasla ne işiniz var? Sizden önce helak olanlar, bu kıyas yüzünden helak oldular.» Ardından şunları ekledi: «Karşınıza hakkında bilgi sahibi olduğunuz bir mesele çıkarsa bildiklerinizi söyleyin. Bilmediğiniz bir şey çıkarsa karşınıza -imam elini ağzına götürerek şöyle dedi- susun.» Sonra dedi ki: «Allah, Ebu Hanife’ye lanet etsin ki: “Ali öyle diyor, ben de böyle diyorum; sahabeler öyle diyorlar, bende böyle diyorum derdi.”» dedi ve şunları ekledi: «Onun sohbetine katıldın mı?» dedim ki: “Hayır, fakat bu sözler onundur.” Sonra dedim ki: “Allah, seni salih kılsın, acaba Rasulullah s.a.a kendi zamanındaki insanların ihtiyaçlarına cevap verecek çözümleri sunmamış mıdır?” imam a.s dedi ki: «Evet, ayrıca kıyamete kadar ihtiyaç duyacakları çözümleri de sunmuştur.»  Dedim ki: “Bundan bir şey kaybolmuş mudur?” imam a.s dedi ki: «Hayır, bu bilgilerin tümü ehli olanların yanındadır.»

عنه، عن محمد، عن يونس، عن أبان، عن أبي شيبة قال: سمعت أبا عبدالله (عليه السلام) يقول ضل علم ابن شبرمة عند الجامعة إملاء رسول الله (صلى الله عليه وآله) وخط علي (عليه السلام) بيده إن الجامعة لم تدع لاحد كلاما، فيها علم الحلال والحرام إن أصحاب القياس طلبوا العلم بالقياس فلم يزدادوا من الحق إلا بعدا، إن دين الله لا يصاب بالقياس
Ali b. İbrahim bana Muhammed b. İsa’dan, o Yunus’dan, o Eban’dan, o da Ebu Şeybe’den anlattı, dedi ki: Ebu Abdullah (imam Cafer es-Sadık a.s)‘ın şöyle dediğini duydum: «ibni Şubrume’nin ilmi “el-Camia” adlı kitab nezdinde dalalet (sapıklık)‘tır. Bu kitap Rasulullah s.a.a’in dikte etmesi ve Ali a.s’ın el yazısıyla hazırlanmıştır. Bu kitap kimseye söyleyecek söz bırakmamıştır. Bu kitapta, helal ve haramların bilgisi vardır. Kıyas taraftarları, kıyasla bilgiye ulaşmak istiyorlar; ancak bu onlara haktan uzaklaşmalarından başka bir katkı sağlamaz. Kıyas yöntemiyle Allah’ın dini açısından doğruya ulaşılmaz.»

علي بن إبراهيم، عن أبيه، عن أحمد بن عبدالله العقيلي، عن عيسى بن عبدالله القرشي قال: دخل أبوحنيفة على أبي عبدالله (عليه السلام) فقال له: يا أبا حنيفة! بلغني أنك تقيس؟ قال: نعم قال: لا تقس فإن أول من قاس إبليس حين قال:  خلقتني من نار وخلقته من طين، فقاس ما بين النار والطين، ولو قاس نورية آدم بنورية النار عرف فضل ما بين النورين، وصفاء أحدهما على الآخر
Ali b. İbrahim bana babasından, o Ahmed b. Abdullah el-Ukayli’den, o da İsa b. Abdullah el-Kureşi’den anlattı, dedi ki: Ebu Hanife, Ebu Abdullah (imam Cafer es-Sadık a.s)‘ın yanına geldi. imam a.s dedi ki: «Ey Ebu Hanife! Duydum ki kıyas yapıyormuşsun, bu doğru mu?» Ebu Hanife dedi ki: “Evet.” imam a.s dedi ki: «Kıyas yapma, çünkü ilk kıyas yapan kimse: “Beni ateşten, onu balçıktan yarattın.” (Sad, 76) diyen İblis’tir. İblis, ateşle balçık arasında kıyas yapmıştır. Eğer Âdem’in nuraniliğini, ateşin nuraniliğiyle karşılaştırsaydı, iki nur arasındaki üstünlük farkını anlardı, birinin diğerinden daha berrak olduğunu görürdü.»

Kuleyni r.a, “el-Kafi”, 1/33-35, İlmin fazileti kitabı, bab 19, hadis 13, 14 ve 20

tenzih-sadukkiyas-saduk1

resimde gördüğünüz Şeyh Saduk r.a’ın “Uyunu ahbar er-Rıza a.s” adlı kitabıdır, işaretlediğim yerde şu ifadeler var:

حدثنا محمد بن موسى بن المتوكل رضي الله عنه قال: حدثنا على ابن إبراهيم بن هاشم عن أبيه عن الريان بن الصلت عن علي بن موسى الرضا عن أبيه عن آبائه عن أمير المؤمنين عليه السلام قال: قال رسول الله (ص): قال الله جل جلاله: ما آمن بي من فسر برأيه كلامي وما عرفني من شبهني بخلقي وما على ديني من استعمل القياس في ديني
bana Muhammed b. Musa b. Mütevekkil r.a anlattı, dedi ki: Ali b. İbrahim bana babasından, o Reyyan b. Salt’dan, o Ali b. Musa er-Rıza (imam Ali er-Rıza a.s)‘dan, o babası (imam Musa el-Kazım a.s)‘dan, o atalarından, onlar da Müminlerin Emiri (imam Ali a.s)‘dan anlattı, dedi ki: Rasulullah s.a.a dedi ki: «Allah Celle Celaluhu dedi ki: “Kim benim kelamımı kendi reyine göre tefsir ederse bana iman etmemiştir; kim beni mahluklarıma benzetirse beni tanımamıştır ve kim dinimde kıyasa başvurursa benim dinim üzere değildir.“»

Şeyh Saduk r.a, “Uyunu ahbar er-Rıza a.s”, 1/107, bab 11, hadis 4

bunlar kıyas hakkında masumlar a.s’dan rivayet edilen mütevatir hadislerin sadece küçük bir bölümüdür. konu hakkındaki diğer hadisleri görmek isteyenler Şeyhul İslam II Meclisi r.a “Biharul Envar” kitabına baka bilirler: II Meclisi r.a, “Biharul Envar”, 2/283-316, bab 34

velhamdulillahi Rabbil alemin.

Kategoriler:Fıkıh Etiketler:
  1. Henüz yorum yapılmamış.
  1. No trackbacks yet.

Yorum bırakın