Başlangıç > Akide > Hz. Ebu Talib a.s’ın imanı | إيمان أبو طالب عليه السلام

Hz. Ebu Talib a.s’ın imanı | إيمان أبو طالب عليه السلام


BİSMİLLAHİR RAHMANİR RAHİM
HAMD OLSUN ALEMLERİN RABBİNE
VE SELAM OLSUN MEVLAMIZ MUHAMMEDE VE TERTEMİZ EHLİ BEYTİNE

bilindiği ve her kese malum olduğu üzere Hz. Ebu Talib a.s İslamın zor günlerinde, Mekke’de dini ve müslümanları müdafaa eden, Rasulullah s.a.a’in davasına yardımcı olan birisi idi. onun ölümü ile İslam ve müslümanlar’ın Mekke’de durumu daha da kötüleşmişti. Bunun üzerine Allah c.c Efendimiz s.a.a’e hicret etmesini, çünkü Mekke’de bir yardımcısının kalmadığını vahyetmiş ve bunun üzerine hicret gerçeklemiştir. Yani Hz. Ebu Talib’in konumu ve müslümanlara yardımı bu kadar önemli bir düzeyde idi. Tüm bunlardan sonra Ebu Talib’in müslümanlığında tereddüd etmek veya “Ebu Talib müslümanmıydı?” diye düşünmek bile ahmaklıktır. Ama ne var ki, Emevi hanedanının İslam dinine karşı bir alternatif olarak kurduğu nasibi dini İslamın baş düşmanı olup fetih zamanı sırf değişen toplumdaki itibarını kaybetmemek için zor karşısında müslüman olduğunu bildiren Ebu Süfyan, Muaviye ve benzeri munafıkları müslüman ve sahabe olarak kabul etmesine rağmen Hz. Ebu Talib’in müşrik olduğunu idda etmektedir. Biz inşaAllah bu çalışmamızda hem şia ve hemde sünni kaynaklı sahih hadisler ışığında Ebu Talib’in imanı konusunu ele alacağız.

1. şia kaynaklı hadisler: Hz. Ebu Talib’in imanlı birisi olduğuna dair müslümanlar arasında hiç bir şüphe mevcut değildir ve İslami/Şii kaynaklarda bu konudaki haberler mütevatir düzeyindendir. Bu hadisleri Himyeri, Kuleyni ve Saduk başta olmakla bir çok muhaddis değişik senedlerle imamlar a.s’dan ve sahabeler r.a’dan rivayet etmiştirler.

üç imamın, Hz. Rıza, Hz. Hadi ve Hz. Askeri a.s’ın ashabından olan Abdullah b. Cafer el-Himyeri r.a “Kurbul İsnad” kitabında bu ayet hakkında şöyle rivayet eder:

حدثني السندي بن محمد قال: حدثني صفوان بن مهران الجمال ، عن أبي عبد الله عليه السلام قال: «قال رسول الله صلّى الله عليه وآله: إني مستوهب من ربي أربعة، وهو واهبهم لي إن شاء الله تعالى: آمنة بنت وهب ، وعبد الله بن عبد المطلب ، وابو طالب بن عبدالمطلب؟ ورجل من الأنصار جرت بيني وبينه ملحة
bana Süddi b. Muhammed anlattı, dedi ki: Safvan b. Mihran el-Cemmal bana Ebu Abdullah (imam Cafer es-Sadık a.s)‘dan anlattı, dedi ki: Rasulullah s.a.a dedi ki: “ben Rabbimden 4 kişinin bağışlanmasını istedim ve inşaAllahu Teala olar bağışlanacaktır. Bunlar Amine biti Veheb, Abdullah b. Abdulmuttalib ve Ebu Talib b. Abdulmuttalibdir.”

Himyeri r.a, “Kurbul İsnad”, sayfa 56, hadis 183

hadisin senedindeki her iki ravi sika (güvenilir) ve imamlar a.s’ın sahabelerinin seçkinlerindendir, hadisin isnadı ise muttasıldır. nitekim hadisin senedindeki 2 ravi hakkında bundan önceki çalışmamızda bilgi vermiştik.

iman ebu talib-kuleyniiman ebu talib-kuleyni1iman ebu talib-kuleyni2

resimde gördüğünüz Şii ve Sünnilerin güvenilirliği hususunda ittifak ettikleri Sikatul İslam (İslam’ın güvenci) Şeyh Kuleyni r.a’ın “el-Kafi” kitabıdır, işaretlediğim yerde şu ifadeler var:

علي بن إبراهيم، عن أبيه، عن ابن أبي عمير، عن هشام بن سالم، عن ابي عبدالله (عليه السلام) قال: إن مثل أبي طالب مثل أصحاب الكهف أسروا الايمان وأظهروا الشرك فآتاهم الله أجرهم مرتين
Ali b. İbrahim bana babasından, o ibni Ebi Umeyr’den, o Hişam b. Salim’den, o da Ebu Abdullah (imam Cafer es-Sadık a.s)’dan anlattı, dedi ki: «Ebu Tâlib, Ashab-ı Kehf’e benziyor. Onlar da imanlarını gizleyip şirki açığa vurmuşlardı. Bu yüzden Allah onları iki defa ödüllendirdi.»

الحسين بن محمد ومحمد بن يحيى، عن أحمد بن إسحاق، عن بكر بن محمد الازدي، عن إسحاق بن جعفر، عن ابيه (عليه السلام) قال: قيل له: إنهم يزعمون أن أبا طالب كان كافرا؟ فقال: كذبوا كيف يكون كافرا وهو يقول:  ألم تعلموا أنا وجدنا محمدا * نبيا كموسى خط في أول الكتب
Hüseyin b. Muhammed ve Muhammed b. Yahya bana Ahmed b. İshak’tan, o Bekir b. Muhammed el-Ezdi’den, o da İshak b. Cafer’den anlattı, dedi ki: babam (imam Cafer es-Sadık a.s)‘a denildi ki: “Onlar (nasibiler) “Ebu Tâlib kafirdir” diyorlar, buna ne dersin?” imam a.s dedi ki: «Yalan söylüyorlar. Nasıl kâfir olabilir ki? O değil mi şunları söyleyen: “Bilmezler ki biz, Muhammed’i bulduk / Bir peygamber olarak… Musa gibi, ilk kitaplarda yazılı.»

Kuleyni r.a, “el-Kafi”, 1/274, Hüccet Kitabı, hadis 28-29

bu hadislerinde her ikisinin ravileri sika (güvenilir) ve ashabımızın seçkin, yüce ve değerli şahsiyetleridir. Şeyhul İslam Allame II Meclisi r.a “el-Kafi” şerhinde ilk hadisin hasen, ikincisinin ise sahih olduğunu söylemiştir, bkz: II Meclisi r.a, “Miratul Ukul”, 5/253

Şeyh Saduk r.a da Hz. Ebu Talib’in durumu hakkında “Menail Ahbar”, “Emali” ve “Kemaliddin” kitaplarında değişik senedlerle hadisler rivayet etmiştir. Şeyh Saduk r.a diyor ki:

حدثنا الحسين بن إبراهيم بن أحمد بن هشام المؤدب ، وعلي بن عبد الله الوراق ، وأحمد بن زياد الهمداني ، قالوا : حدثنا علي بن إبراهيم بن هشام ، عن أبيه ، عن محمد بن أبي عمير ، عن المفضل بن عمر قال : قال أبو عبد الله عليه السلام : أسلم أبو طالب – رضي الله عنه – بحساب الجمل – وعقد بيده ثلاثة وستين – ثم قال عليه السلام : إن مثل أبي طالب مثل أصحاب الكهف ، أسروا الايمان وأظهروا الشرك فآتاهم الله أجرهم مرتين
bana Hüseyin b. İbrahim, Ali b. Abdullah el-Varrak ve Ahmed b. Ziyad el-Hemedani anlattılar, dediler ki: Ali b. İbrahim bize babasından, o Muhammed b. Ebi Umeyr’den, o da Mufaddal b. Ömer’den anlattı, dedi ki: Ebu Abdullah (imam Cafer es-Sadık a.s) dedi ki: “Ebu Tâlib, cümmel hesabıyla müslüman olmuştur” sonra eliyle 63 rakamını gösterdi ve şöyle devam etti: “Ebu Talib’in örneği Ashabı Kehf’in örneğidir, onlar da imanlarını gizleyip şirki açığa vurmuşlardı. Bu yüzden Allah onları iki defa ödüllendirdi”

Saduk r.a, “Meanil Ahbar”, sayfa 285, hadis 1

حدثنا محمد بن الحسن بن أحمد بن الوليد ( رضي الله عنه ) ، قال حدثني الحسن بن متيل الدقاق ، قال : حدثني الحسن بن علي بن فضال ، عن مروان بن مسلم ، عن ثابت بن دينار الثمالي ، عن سعيد بن جبير ، عن عبد الله بن عباس ، أنه سأله ، رجل فقال له : يا بن عم رسول الله ، أخبرني عن أبي طالب ، هل كان مسلما ؟ فقال : وكيف لم يكن مسلما ، وهو القائل : وقد علموا أن ابننا لا مكذب ….. لدينا ولا يعبأ بقيل الا باطل إن أبا طالب كان مثله كمثل أصحاب الكهب حين أسروا الايمان وأظهروا الشرك ، فآتاهم الله أجرهم مرتين
bana Muhammed b. Hasan b. Velid r.a anlattı, dedi ki: bana Hasan b. Meysel ed-Dakkak anlattı, dedi ki: Hasan b. Ali el-Faddal bana babasından, o Mervan b. Müslim’den, o Sabit b. Dinar es-sumali’den, o da Said b. Cübeyr’den anlattı, dedi ki: bir adam Abdullah b. Abbas’a dedi ki: “ey Rasulullah s.a.a’in amcası oğlu! bana Ebu Talib’den haber ver, o müslüman mıydı?” ibni Abbas dedi ki: “müslüman olmaması mümkün mü? o şöyle diyordu: “biliyorlar ki, bizim oğlumuz yalancı değildir / Bizim katımızda bâtıl sözlere de itibar edilmez” Ebu Talib’in örneği Ashabı Kehf’in örneğidir, onlar da imanlarını gizleyip şirki açığa vurmuşlardı. Bu yüzden Allah onları iki defa ödüllendirdi”

Saduk r.a, “Emali”, sayfa 712, hadis 980

حدثنا محمد بن الحسن رضي الله عنه قال : حدثنا محمد بن الحسن الصفار ، عن أيوب بن نوح ، عن العباس بن عامر ، عن علي بن أبي سارة ، عن محمد ابن مروان ، عن أبي عبد الله عليه السلام قال : إن أبا طالب أظهر الكفر وأسر الايمان فلما حضرته الوفاة أوحى الله عزوجل إلى رسول الله صلى الله عليه وآله أخرج منها فليس لك بها ناصر . فهاجر إلى المدينة
bana Muhammed b. Hasan r.a anlattı, dedi ki: Muhammed b. Hasan es-Saffar bana Eyyub b. Nuh’tan, o Abbas b. Umare’den, o Ali b. Ebi Sera’dan, o Muhammed b. Mervan’dan, o da Ebul Abdullah (imam Cafer es-Sadık a.s)‘dan anlattı, dedi ki: “Ebu Talib (takiyye gereğince) küfrü zahir etmiş ve imanı gizlemişti. Ve o öldüğünde Allah azze ve celle Rasulullah s.a.a’e şöyle vahy etti: “Artık Mekke’den çık; çünkü burada senin bir yardımcın yoktur.” Bunun üzerine Nebi s.a.a Medine’ye gitti”

Saduk r.a, “Kemaliddin”, sayfa 174, hadis 31

bu üç hadisin de senedinde yer alan raviler sika (güvenilir) ve isnadlar muttasıldır.

2. sünni kaynaklı hadisler: ibni Hişam, Ebu Yala, ibni Asakir gibi sünni hadis ve tarih alimleri Hz. Ebu Talib’in söylediği şiirleri ve Kureyş müşrikleri ile yaptığı kouşmaları sahih senedlerle rivayet etmiştirler ki, bu şiir ve konuşmalarda Ebu Talib açıkca Efendimiz s.a.a’in nübüvvetini beyan etmekte, onun yalancı olmayıp doğru söylediğini bildirmektedir. inşaAllah şimdi bunları sizlerle paylaşacağız.

iman ebu talib-ibni hisamiman ebu talib-ibni hisam1iman ebu talib-ibni hisam2

resimde gördüğünüz ibni Hişam’ın “Siretun Nebeviyye” adlı kitabıdır, işaretlediğim yerde şu ifadeler var:

فلما خشي أبو طالب دهماء العرب أن يركبوه مع قومه ، قال قصيدته التي تعوذ فيها بحرم مكة وبمكانه منها ، وتودد فيها أشراف قومه ، وهو على ذلك يخبرهم وغيرهم في ذلك من شعره أنه غير مسلم رسول الله صلى الله عليه وسلم ، ولا تاركه لشيء أبدا حتى يهلك دونه ، فقال
Ebu Talib, Arap cemaatının kendi kavmi ile birlikte kendisine baskı yapmalarından ve zarar vermelerinden korkunca, Mekke Harem’ine ve bu Harem’in Araplar nezdindeki itibarına sığındığını ve içindeki cümleleriyle kavminin eşrafının sevgilerini celbetmeye çalıştığı şu kasidesini okudu Bu kasidesinde Araplara, Rasulullah’ı kimseye teslim etmeyeceğini ölünceye kadar onu yardımsız bırakmayacağını ifade ederek şöyle dedi:

لقد علموا أن ابننا لا مكذب * لدينا ولا يعنى بقول الأباطل
biliyorlar ki, bizim oğlumuz yalancı değildir / Bizim katımızda bâtıl sözlere de itibar edilmez.

bu kasideyi rivayet ettikten sonra ibni Hişam diyor ki:

قال ابن هشام : هذا ما صح لي من هذه القصيدة
İbn Hişam dedi ki; Bu kasidenin bu kadarı, bana sahih yollarla ulaşmıştır.

ibni Hişam, “Siretun Nebeviyye”, 1/296-304

bu kasideyi bir diğer ehli sünnet alimi olan meşhur tefsir, hadis ve tarih alimi ibni Kesir de “el-Bidaye ven Nihaye” adlı tarih kitabında ibni Hişam’dan naklen rivayet ettikten sonra diyor ki:

قلت: هذه قصيدة عظيمة بليغة جداً لا يستطيع يقولها إلا من نسبت إليه
Ben (ibni Kesir) de derim ki: Bu, gerçekten beliğ ve şahaser bir kasidedir. Bunu ancak Ebu Talib gibi bir şahsiyet söyleyebilir.

ibni Kesir, “el-Bidaye ven Nihaye”, 3/74

yine ibni Hişam bundan başka Hz. Ebu Talib’in bir şiirini daha rivayet etmiştir ki, bu şiirinde açıkca Efendimizin s.a.a Hz. Musa gibi bir peygamber olduğunu bildirmektedir.

iman ebu talib-ibni hisamiman ebu talib-ibni hisam3

resimde gördüğünüz ibni Hişam’ın “Siretun Nebeviyye” adlı kitabıdır, işaretlediğim yerde şu ifadeler var:

قال ابن إسحاق : فلما اجتمعت على ذلك قريش ، وصنعوا فيه الذي صنعوا . قال أبو طالب
ibni İshak dedi ki: Kureyşliler müslümanlara karşı boykot uygulamak için toplanıp belge hazırladıklarında Ebu Talib bir şiir okudu ve dedi ki:

ألا أبلغا عني على ذات بيننا     لؤيا وخصا من لؤي بني كعب
ألم تعلموا أنا وجدنا محمدا     نبيا كموسى خط في أول الكتب
وأن عليه في العباد محبة   ولا خير ممن خصه الله بالحب
Baka bizden duyurun / Lüeyy’e ve özellikle Lüeyy b. Kab’a
Bilmezmisiniz ki, bizler Muhammedi bulduk / önceki kitaplarda yazılı Musa gibi bir peygamber olarak.
Kullar ona muhabbet beslemekle yükümlüdür / Allahın sevdiği kimseye düşmanlıkta hayır yoktur.

ibni Hişam, “Siretun Nebeviyye”, 1/376

görüldüğü gibi ibni Hişam’ın aktardığı bu 2 şiir İslami/Şii kaynaklarda imam Sadık a.s ve ibni Abbas r.a’dan rivayet edilen ve Ebu Talib’in müslüman olduğuna dair kendileri ile delil getirilen şiirlerdir. Bunların dışında Ebu Talib’in müşriklerle konuşması da vardır ki, bu konuşmasına o açıkca Efendimizi s.a.a’i doğrulamaktadır.

iman ebu talib-albaniiman ebu talib-albani1iman ebu talib-albani2

resimde gördüğünüz nasibi muhaddis el-Elbani’nin “Silsiletu ahadis es-Sahiha” adlı kitabıdır, işaretlediğim yerde şu ifadeler var:

رواه ابن عساكر (11 / 363 / 1، 19 / 44 / 201) من طريق أبي يعلى وغيره كلاهما عن يونس بن بكير أنبأنا طلحة بن يحيى عن موسى بن طلحة حدثني عقيل بن أبي طالب قال: جاءت قريش إلى أبي طالب فقالوا : أرأيت أحمد ؟ يؤذينا في نادينا ، و في مسجدنا ، فانهه عن أذانا ، فقال : يا عقيل ، ائتني بمحمد ، فذهبت فأتيته به ، فقال : يا ابن أخي إن بني عمك زعموا أنك تؤذيهم في ناديهم ، و في مسجدهم ، فانته عن ذلك ، قال : فلحظ رسول الله صلى الله عليه وسلم ببصره ( و في رواية : فحلق رسول الله صلى الله عليه وسلم ببصره ) إلى السماء فقال : فذكره . قال : فقال أبو طالب : ما كذب ابن أخي . فارجعوا
ibni Asakir Ebu Yala ve başka tariklerden bunları hepsi Yunus b. Bükeyr’den, o Talha b. Yahya’dan, o Musa b. Talha’dan, o da Akil b. Ebu Talib’den şöyle rivayet eder: Kureyşliler, Ebu Talib´e gelerek: “Kardeşin oğlu Muhammed, meclisimize ve bize eziyet ediyor. Ona, bundan vazgeçmesini söyle. Artık bize ilişmesin.” dediler. Ebu Talib de: “Ey Akil! Koşarak git ve bana Muhammed’i getir.” dedi. Ben de koşarak gidip Muhammed’in evine gittim. Kendisini öğle sıcağında babamın yanına getirdim. Yanma geldiğimizde Rasulullah s.a.a’a şöyle dedi: “Amcam oğulları olan şu Kureyşliler, mecliserinde kendilerine eziyet verdiğini iddia ediyorlar. Onlara eziyet etmekten vazgeç.” Rasulullah s.a.a, gözlerini semaya dikip: “Şu güneşi görüyor musunuz ” diye sordu. Onlar da “evet”, deyince Rasulullah s.a.a şöyle buyurdu: “Vallahi benim için, gönderilmiş olduğum vazifeyi yerine getirmek, herhangi birinizin şu güneşten bir ateş parçasını koparmasından daha kolay değildir!” Ebu Talib de şöyle dedi: “Vallahi, kardeşim oğlu asla yalan söylemedi, haydi gidin.”

hadisi rivayet ettikten sonra el-Elbani diyor ki:

قلت : و هذا إسناد حسن رجاله كلهم رجال مسلم و في يونس به بكير و طلحة ابن يحيى كلام لا يضر
ben (el-Elbani) derim ki: “bu isnad hasendir, ricallerin hepsi Müslim’in ricalleridir”

el-Elbani, “Silsiletu ahadis es-Sahiha”, 1/194, hadis 94

Kategoriler:Akide Etiketler:
  1. Henüz yorum yapılmamış.
  1. No trackbacks yet.

Yorum bırakın