Başlangıç > Tarih > Ebu Bekir: “keşke Fatıma’nın evine hücum etmeseydim”

Ebu Bekir: “keşke Fatıma’nın evine hücum etmeseydim”


BİSMİLLAHİR RAHMANİR RAHİM
HAMD OLSUN ALEMLERİN RABBİNE
VE SELAM OLSUN MEVLAMIZ MUHAMMEDE VE TERTEMİZ EHLİ BEYTİNE

bilindiği gibi Rasulullah s.a.a’in vefatından sonra bazı “sahabeler” Hazretin cenazesini yerde bırakarak Sakifede hilafet kavgasına tutuşmuş, kendilerini halife ilan edip Rasulullah s.a.a’in halifesini ise bu makamdan Rasulullah s.a.a’in emrine rağmen uzak tutmuş, bununla da yetinmemişler, Rasulullah s.a.a’in halifesinden kendileri için biat istemiştirler ve imam Ali a.s ile sadık sahabeler biat talebini redd etmiş, Hz. Fatıma s.a’ın evine toplanarak muhalefet bayrağı açmış, bunun üzerine Kureyş kralı Rasulullah s.a.a’in halifesinin ve kızının evine asker göndermiştir. bunlar her iki mezhebin hadis, tarih ve diğer kaynaklarında ittifak ile aktarılmış gerçekler, hakikatlerdir. ama ne var ki, bugünlerde nasibiler bunu inkar etmeğe, böyle bir şeyin olmadığını, bunun asılsız bir şey olduğunu idda etmeğe başladılar. biz inşaAllah arka-arkaya yapacağımz bir kaç çalışmayı bu konuya ayıracağız. bu konudaki ilk çalışmamızı da Ebu Bekirin kendi itirafı ile başlamak istedik. inşaAllah nasibiler kendi halifelerini yalancılık ile suçlamazlar.

1. hadisin geçtiği kaynaklar: Ebu Bekir’in bu itirafı nasibilerin kendi kaynaklarında değişik senedlerle rivayet edilmiştir. inşaAllah şimdi hadisin rivayet edildiği değişik senedleri kaynakları ile birlikte aktaracağız.

1-1. hadisin ilk isnadı: bu ilk isnad ile hadisi Taberi, ibni Asakir ve Taberani rivayet etmiş, onlardan naklen ise ez-Zehebi kendi tarih kitabında bu hadisi bu isnad ile aktarmıştırlar. Hadis şöyledir (ifade Taberi’nindir):

resimde gördüğünüz sünni ve nasibilerin hadis, tefsir ve tarih alimi Taberi’nin “Tarih et-Taberi” dediğimiz tarih kitabıdır, işaretlenmiş yerde şu ifadeler var:

حدثنا يونس بن عبدالأعلى قال حدثنا يحيى بن عبدالله بن بكير قال حدثنا الليث بن سعد قال حدثنا علوان عن صالح بن كيسان عن عمر بن عبدالرحمن بن عوف عن أبيه أنه دخل على أبي بكر الصديق رضي الله تعالى عنه في مرضه الذي توفي فيه فاصابه مهتما فقال له عبدالرحمن أصبحت والحمد لله بارئا فقال أبو بكر رضي الله عنه أتراه قال نعم قال إني وليت أمركم خيركم في نفسي فكلكم ورم أنفه من ذلك يريد أن يكون الأمر له دونه ورأيتم الدنيا قد أقبلت ولما تقبل وهي مقبلة حتى تتخذوا ستور الحرير ونضائد الديباج وتألموا الاضطجاع على الصوف الأذري كما يألم أحدكم أن ينام على حسك والله لأن يقدم أحدكم فتضرب عنقه في غير حد خير له من أن يخوض في غمرة الدنيا وأنتم أول ضال بالناس غدا فتصدونهم عن الطريق يمينا وشمالا يا هادي الطريق إنما هو الفجر أو البجر فقلت له خفض عليك رحمك الله فإن هذا يهيضك في أمرك إنما الناس في أمرك بين رجلين إما رجل رأى ما رأيت فهو معك وإما رجل خالفك فهو مشير عليك وصاحبك كما تحب ولا نعلمك أردت إلا خيرا ولم تزل صالحا مصلحا وأنك لا تأسى على شيء من الدنيا قال أبو بكر رضي الله عنه أجل إني لا آسى على شيء من الدنيا إلا على ثلاث فعلتهن وددت أني تركتهن وثلاث تركتهن وددت أني فعلتهن وثلاث وددت أني سألت عنهن رسول الله صلى الله عليه و سلم فأما الثلاث اللاتي وددت أني تركتهن فوددت أني لم أكشف بيت فاطمة عن شيء وإن كانوا قد غلقوه على الحرب
…Abdurrahman b. Avf dedi ki: Vefat ettiği hastalığında ziyaret için Ebu Bekir’in huzuruna girip selam verdim ve “nasıl sabahladın?” diye sordum. O yerinden doğruldu. Ben: “Elhamdülillah biraz iyileşmiş olarak sabahladınız ümidindeyim.” dedim. Ebu Bekr de: “Gördüğün gibi sancılar içindeyim, bir de bu ağrılarımın arasında bana bir de vekil tayin etme meşguliyeti verdiniz. Ben de kendimden sonra size bir taahhütname bıraktım ve bence en hayırlınızı halife seçtim. Ama hepiniz, acaba bu iş bize de düşer miydi ümidinde olduğunuz için burun kıvırdınız. Gördüm ki dünya (malı mülkü) artık bize doğru döndü. Dünya yönelip geldiğinde evlerinizi ipek perdeler, ipekli minderlerle döşeyeceksiniz. Yün yatağa yaslanmak bile sizin vücudunuzu ağrıtacak, sanki demir buturak dikeni üzerine oturur gibi gelecek. Vallahi birinizin gelip de ceza almadan boynunun vurulması, kendisi için dünya sıkıntıları çekerek yaşamasından daha hayırlıdır” daha sora Ebu Bekir şöyle dedi: “Ben ise, dünyada yaptığım üç şeye keşke yapmasaydım, yapmadığım üç şeyi de keşke yapsaydım, üç şeye de ne ola bunları Rasulullah s.a.a’e soraydim diye üzülüyorum. keşke yapmayaydım dediğim üç şey: Keşke Fatıma’nın evini açmayıp bıraksaydım ve üzerime harb kapılarını örtşeydim.”

Taberi, “Tarih et-Taberi”, 3/429-430

yine bu hadis şu kaynaklarda da aynı sened ile Ebu Bekir’den rivayet edilmiştir:

Taberani, “Mucem el-Kebir”, 1/62
ibni Asakir, “Tarih”, 30/417-418
ez-Zehebi, “Tarih el-İslam”, 3/118

1-2. hadisin ikinci isnadı: bu ikinci isnad ile hadisi ibni Asakir rivayet etmiştir ve onun isnadı şöyledir:

resimde gördüğünüz sünni ve nasibilerin tarih alimlerinden ibni Asakir’in “Tarihi Dimeşk” adlı kitabıdır, işaretlenmiş yerde Ebu Bekir’in itirafı şu isnad ile rivayet edilmektedir:

أخبرنا أبو البركات عبد الله بن محمد بن الفضل الفراوي وأم المؤيد نازيين المعروفة بجمعة بنت أبي حرب محمد بن الفضل بن أبي حرب قالا أنا أبو القاسم الفضل بن أبي حرب الجرجاني أنبأ أبو بكر أحمد بن الحسن نا أبو العباس أحمد بن يعقوب نا الحسن بن مكرم بن حسان البزار أبو علي ببغداد حدثني أبو الهيثم خالد بن القاسم قال حدثنا ليث بن سعد عن صالح بن كيسان عن حميد بن عبد الرحمن بن عوف عن أبيه
Bana Ebul Bereket Abdullah b. Muhammed b. Faddal el-Ferevi ve Ceme binti Ebu Harb haber verdiler, dediler ki: bize Ebul Kasım Faddal b. Ebi Harb el-Cürcani anlattı ve dedi ki: bana Ebu Bekir Ahmed b. Hasan anlattı ve dedi ki: bana Ebul Abbas Ahmed b. Yakub anlattı ve dedi ki: bana Hasan b. Mekram b. Hassene el-Bezzar Ebu Ali Bağdad’da anlattı ve dedi ki: bana Ebul Heysem Halid b. Kasım anlattı ve dedi ki: bana Leys b. Sad Salih b. Keysan’dan, o Humeyd b. Abdurrahman’dan, o da Abdurrahman b. Avf’tan rivayet etti:

ibni Asakir, “Tarih”, 30/417

1-3. hadisin üçüncü isnadı: bu isnad ile hadisi sünni ve nasibilerin büyük tarih alimlerinden Belazuri rivayet etmiştir ki, onun isnadı şöyledir:

resimde gördüğünüz Belazuri’nin “Ensab el-Eşraf” adlı kitabıdır, işaretlenmiş yerde  Ebu Bekir’in itirafı şu isnad ile rivayet edilmektedir:

حدثني حفص بن عمر، ثنا الهيثم بن عدي عن يونس بن يزيد الأيلي عن الزهري أن عبد الرحمن بن عوف قال
bana Hafs b. Ömer anlattı, dedi ki: bana Heysem b. Adi Yunus b. Ziyad’dan, o Zühri’den rivayet etti ki, Abdurrahman b. Avf şöyle demiştir:

Belazuri, “Ensab el-Eşraf”, 3/406

1-4. hadisin dördüncü isnadı: bu isnad ile hadisi ez-Zehebi rivayet etmiştir ki, bu isnad şu şekildedir:

resimde gördüğünüz nasibi rical ve hadis ailimi ez-Zehebi’nin “Tarih el-İslam” adlı kitabıdır, işaretlenmiş yerde şu ifadeler var:

رواه هكذا وأطول من هذا ابن وهب، عن الليث بن سعد، عن صالح بن كيسان، أخرجه كذلك ابن عائذ
bu haberi bu tarzda daha uzunca olarak ibni Vehb, b. Leys b. Sa’d yolu ile Salih b. Keysan’dan nakleder. ibnu Aiz de bunu rivayet eder.

ez-Zehebi, “Tarih el-İslam”, 3/118

2. hadisin sıhhati: buraya kadar Ebu Bekir’den rivayet edilen bu itirafın geçtiği kaynakları ve rivayet edildiği değişik senedleri sizlerle paylaştık. şimdi ise inşaAllah hadisin sıhhati hakkında bilgi verecek, hem hadisin ravilerinin her birisi hakkında rical kitaplarından bilgi sunacak ve hemde hadisin sıhhatini onaylayan nasibi alimlerin adlarını sizlere sunacağız.

2-1. hadisin ravileri hakkında bilgi: biz hadisin geçtiği nasibi kaynakları hakkında bilgi verirken hadisin 4 değişik senedi olduğunu ortaya koyduk. Ancak burada bu 4 senedin her birisini değil sadece ilk senedi yani Taberi’nin rivayet senedini araştıracağız. şimdi hadisimizin senedinde yer alan ravilerin her birisi hakkında sünni ve nasibilerin rical kaynaklarından bilgi sunuyoruz:

Abdurrahman b. Avf (عبد الرحمن بن عوف): hadisimizin ilk ravisi ve sahabedir, nasibi ve sünniler nezdinde tüm sahabe adil, sika (güvenilir) ve hüccet olduğu için hakkında daha fazla bilgi vermeğe gerek görmüyoruz.

Humeyd b. Abdurrahman b. Avf (حميد بن عبد الرحمن بن عوف): sahabe Abdurrahman b. Avf’ın oğludur, sünni ve nasibiler nezdinde güvenilir bir ravidir, nasibi rical alimi ibni Hacer onun biografisinde diyor ki:

حميد بن عبد الرحمن بن عوف الزهري المدني ثقة
Humeyd b. Abdurrahman b. Avf ez-Zührü el-Medeni, sika (güvenilir)’dir.

ibni Hacer, “Takrib et-Tehzib”, 1/182, 1552-ci ravi

Salih b. Keysan (صالح بن كيسان): hadisimizin üçüncü ravisi, sünni ve nasibilerin güvenilir ravilerinden birisidir, rical alimi ibni Hacer onun biografisinde diyor ki:

صالح بن كيسان المدني أبو محمد أو أبو الحارث مؤدب ولد عمر بن عبد العزيز ثقة ثبت فقيه
Salih b. Keysan el-Medeni, Ebu Muhammed, Ömer b. Abdulaziz döneminde dünyaya gelmiştir, sika (güvenilir), sebt ve fakihdir.

ibni Hacer, “Takrib et-Tehzib”, 1/273, 2884-cü ravi

Ulvan b. Davud (علوان بن داود): hadisimizin dördüncü ravisi, sünni ve nasibi rical ilmine esasen güvenilir bir ravidir. Nasibi rical alimi Hallal onun hakkında diyor ki:

قال الخلال: قال أبو بكر بن صدقة روى هذا الحديث، عن علوان بن داود البجلي، من أهل قرقِيسيا، وهو يحدث بهذه الأحاديث، عن ابن داب، ورأيتُ هذا الحديث من حديثه، عن دابٍ، وعلوان في نفسه لا بأس به
Hallal dedi ki: Ebu Bekir b. Sadaka dedi ki: “bu hadis Karkisiyye ehlinden olan Ulvan b. Davud el-Beceli’den rivayet edilmiştir. ve o (Ulvan) bu hadisi ibni Dab’dan rivayet etmiştir… ve Ulvan’ın kendisinden sorun yoktur.”

Makdisi, “Muntahab min İlelul Hallal”, 1/297

nasibilerin bir başka rical alimi olan ibni Hibban onu “es-Sikat (güvenilirler)” kitabında zikr ederek diyor ki:

عُلْوان بن داود البِجِلّي من أهل الكوفة يروي عن مالك بن مِغْوَل روى عنه عمر بن عثمان الحِمْصي
Ulvan b. Davud el-Beceli, Kufe ahalisindendir, kendisi Malik b. Muğfil’den, ondan ise Ömer b. Osman el-Heymesi rivayet etmiştir.

ibni Hibban, “es-Sikat”, 8/526, 14829-cu ravi

nasibiler bu ravi hakkında itiraz etmekte ve Buhari’nin Ulvan b. Davud için “münkerul hadis’tir” dediğini idda etmektedirler. Buna cevap olarak derim ki, bunu Buhariden nasibi rical alimi Ukeyli şu şekilde aktarmıştır:

حدثني آدم بن موسى قال سمعت البخاري قال علوان بن داود البجلي ويقال علوان بن صالح منكر الحديث
bana Adem b. Musa rivayet ederek dedi ki: Buhari’nin şöyle dediğini duydum: “Ulvan b. Davud el-Beceli, “Ulvan b. Salih” de denilmiştir, münkerul hadis’tir”

Ukeyli, “Duafa el-Kebir”, 3/419

cevaben derim ki: Ulvan b. Davud hakkında Buhari’den “münkerul hadis” hükmünü aktaran Adem b. Musa’nın kendisi meçhuldür ve onun hakkında rical kitaplarında hiç bir bilgi mevcut değildir. nasibi hadis ve rical alimi el-Elbani senedinde Adem b. Musa’nın yer aldığı bir hadis hakkında diyor ki:

لكن آدم بن موسى لم أجد له ترجمة الآن
Adem b. Musa’ya gelince, ben onun biografisini (rical kitaplarında) bulamadım.

el-Elbani, “İrve el-Ğalil”, 5/242

yani Buhari’den Ulvan b. Davud hakkıında rivayet edilen cerhin kendisi doğru değildir.

Leys b. Sad (الليث بن سعد): hadisimizin beşinci ravisi ve nasibi rical ilminde güvenilir bir ravidir, Buhari ve Müslim’in kendisinden “es-Sahih” kitaplarında kendisinden hadis rivayet etmiş oldukları bir ravidir. Nasibi rical alimi ibni Hacer onun biografisinde diyor ki:

الليث بن سعد بن عبد الرحمن الفهمي أبو الحارث المصري ثقة ثبت فقيه إمام مشهور
Leys b. Sad b. Abdurrahman el-Fehmi, Ebul Haris el-Mısri, sika (güvenilir) sebt, fakih ve meşhur imamdır.

ibni Hacer, “Takrib et-Tehzib”, 1/464, 5684-cü ravi

Yahya b. Abdullah b. Bukeyr (يحيى بن عبد الله بن بكير): hadisimizin altıncı ravisidir, güvenilir bir ravidir, Buhari, Yahya b. Main, Ebu Zura ve Ebu Hatim’in kendisinden hadis rivayet etmiş olduğu ravilerden biridir. ez-Zehebi onun biografisinde diyor ki:

يحيى بن عبد الله بن بكير  الإمام المحدث الحافظ الصدوق أبو زكريا ، القرشي المخزومي مولاهم المصري
Yahya b. Abdullah b. Bukeyr, imam, muhaddis, hafız, sadık, Ebu Zekeriyya el-Kureşi el-Mahzumi, Mısırlıların mevalisi.

احتج به الشيخان وذكره ابن حبان في الثقات
Şeyhayn (Buhari ve Müslim) onunla delil getirmiş ve ibni Hibban onu “es-Sikat (güvenilirler)” kitabında zikr etmiştir.

ez-Zehebi, “Siyer”, 10/612-613

Yunus b. Abdulala (يونس بن عبد الأعلى): hadisimizin sonuncu ravisidir, güvenilir bir ravidir, ez-Zehebi onun biografisinde diyor ki:

يونس بن عبد الأعلى  ابن ميسرة بن حفص بن حيان ، الإمام ، شيخ الإسلام ، أبو موسى الصدفي ، المصري المقرئ الحافظ
Yunus b. Abdulala b. Meysar b. Hafs b. Hayyan, imam, Şeyhul İslam, Ebu Musa es-Sadafi el-Mısri, mukri, hafız.

قال يحيى بن حسان التنيسي : يونسكم هذا ركن من أركان الإسلام
وقال النسائي : ثقة
وقال ابن أبي حاتم : سمعت أبي يوثقه
وقال علي بن الحسن بن قديد : كان يحفظ الحديث
Yahya b. Hasan dedi ki: “Yunus İslam’ın rükünlerinden bir rükündür”
Nesai dedi ki: “sika (güvenilir)‘dır”
ibni Ebu Hatem dedi ki: “babamın onu tevsik (doğruladığını) ettiğini duydum”
Ali b. Hasan dedi ki: “hadis hafızıdır”

ez-Zehebi, Siyer”, 2/348-351

görüldüğü gibi hadisimizin tüm ravileri sika (güvenilir) ve isnadı da muttasıldır.

2-2. hadisin sıhhatini onaylayan nasibi alimleri: nasibilerin kendi alimlerinden ikisi Said b. Mansur ve Makdisi bu hadisin sıhhatini onaylayarak onun hasen bir hadis olduğunu söylemiştirler. şimdi bu iki alimin hadis hakkındaki sıhhat hükmünü belgeliyoruz:

2-2-1. Said b. Mansur: hadis hakkında sıhhat hükmü veren nasibi alimlerinden birisi Said b. Mansur’dur. o bu hadisi “Sünen” adlı hadis kitabında rivayet etmiş ve ardından da hadisi hasen olduğunu söylemiştir.

resimde gördüğünüz nasibi hadis alimi es-Suyuti’nin “Müsnedi Fatıma r.a” adlı kitabıdır, işaretlenmiş yerde şu ifadeler var:

أَبو عبيد في كتاب الأَمْوَالِ عق وخيثمة بن سليمان الأَطرابلسي في فضائل الصحابة طب كر ص وقال إِنَّه حديث حسن إِلاَّ أَنَّهُ ليس فيه شيءٌ عن النبي
Said b. Mansur “Sünne” adlı kitabında bu hadisi rivayet etmiş ve demiştir ki: “bu hadis hasendir”

es-Suyuti, “Müsnedi Fatıma r.a”, sayfa 35

2-2-2. Makdisi: hadisin sıhhatini onaylayan başka bir nasibi hadis alimidir, “Ehadis el-Muhtara” adlı kitabında hadisi rivayet ettikten sonra diyor ki:

resimde gördüğünüz nasibi hadis alimi Makdisi’nin “Ehadis el-Muhtara” adlı kitabıdır, işaretlenmiş yerde şu ifadeler var:

قلت وهذا حديث حسن عن أبي بكر
(ben Makdisi) derim ki, bu hadis Ebu Bekir’den naklen hasendir.

Makdisi, “Ehadis el-Muhtara”, sayfa 90

Kategoriler:Tarih Etiketler:
  1. Henüz yorum yapılmamış.
  1. No trackbacks yet.

Yorum bırakın